Sınavlar, çocuklar için sadece başarı göstergesi değil, stres ve kaygının kaynağına dönüştü. Özellikle sınav döneminde çocukların yaşadığı kaygı onların hem performanslarını hem de ruh sağlıklarını etkileyebilir.
Ebeveynler olarak, çocukların sınav sürecindeki duygusal yükünü ve stresini anlamak ve onlara destek olmak onların sadece akademik başarısını değil aynı zamanda onların özgüvenini de güçlendirir. Sınav kaygısı, çocuğun sınava hazırlık sürecinde ve sonrasında yaşadığı yoğun stres, korku ve endişe hissetmesidir. Çocukların ölçülü bir seviyede kaygı hissetmesi çocuklarda sorumluluk bilincinin oluşmasında ve sınava hazırlanmada yardımcı olabilirken hissedilen kaygı aşırı bir seviyeye ulaşırsa bu kaygı çocuğun bilgi ve becerilerini etkin bir şekilde kullanmasını engeller. Bu durum performansını olumsuz anlamda etkiler. Her çocuk duygularını aynı şekilde ifade etmediği için, ebeveynler çocuğun gösterdiği duygusal, davranışsal ve fiziksel belirtilere dikkat etmelidirler. Duygusal olarak; kendine güvensizlik (“başaramayacağım”, “yapamam” gibi ifadeler), umutsuzluk hisleriyle kendini belli edebilir. Davranışsal olarak; ders çalışmaktan kaçınma, sınav hakkında sürekli olumsuz konuşma, içine kapanma veya sosyal etkinliklerden uzaklaşma şeklinde kendini belli edebilir. Fiziksel olarak ise; karın ve baş ağrısı, mide bulantısı ve uyku sorunlarıyla kendini belli edebilir. Bu belirtiler ortaya çıktığında, öncellikle onun duygularını anlamaya çalışmak ve yanında olduğunuzu hissettirmek büyük fark yaratabilir. Sınav kaygısına neden olan faktörlere baktığımızda aslında birçok neden etkili olabilir. Bunlar; aile baskısı ve beklentiler, mükemmeliyetçilik, önceki başarısız deneyimler, olumsuz düşünceler ve yetersiz hazırlık bu durumların hepsi çocuklarda kaygının oluşmasını destekleyebilir.
Çocukların sınav kaygısıyla baş etmesine destek olmak için ebeveynlere çok iş düşüyor. Bunlardan en önemlisi sonuç odaklı değil süreci destekleyen bir tutum izlemektir. Çocuklardan mükemmel olmalarını istemek değil de gerçekçi beklentiler oluşturmak önemlidir. Çocukların duygularını kabul edip bu duyguları normalleştirerek onları anlayan bir yerden bakmak yararlı olabilir. Sonuç ne olursa olsun ebeveynlerinin onları her daim sevdiklerini bilmeleri çocukları rahatlatır. Rahatlama teknikleri (gevşeme ve nefes egzersizleri) öğretilebilir. Hepsinden önemlisi ebeveynlerin öncelikle kendi kaygısını kontrol etmesi gerekir.
Çocukların kaygı düzeyleri kendi başlarına ya da ebeveyn desteğiyle yönetilemeyecek seviyeye gelebilir. Bu durumlarda uzmanlardan destek almak sürecin daha sağlıklı yönetilmesini sağlar.
WhatsApp Destek Hattı