Bir bebeğin hayata dair algıladığı şeyler negatif veya pozitif şeklindedir. Bebek, annesi tarafından sevgi, ilgi gördüğünde, doyurulduğunda çocukta iyi kendilik oluşur. Annesinin bezini değiştirdiğinde gösterdiği iğrenme duygusu veya başka bir duruma olan öfkesini yansıtması gibi durumlarda ise olumsuz duygular hissedilir. Bebeğin psikolojik kapasitesi bu iki durumu yaratanın da aynı kişi olduğunu anlayacak düzeyde değildir. Bölme savunma mekanizmasını kullanır. Bebek için artık bir iyi anne bir de kötü anne vardır. İyi anne geldiğinde sevgi dolu, anlayışlı davrandığında bebeğin değerli ve sevilmiş hissettiği iyi kendilik aktive olur. Kötü anne geldiğinde de olumsuz duygular hisseden kötü kendilik aktive olmakta bebek kendini değersiz hissetmektedir. Sağlıklı bir ortamda büyüyen bir çocuk 4-5 yaşlarına geldiğinde bu iki yapıyı birleştirir ve bütünleşme gerçekleşir. İyi anne ve kötü anne olarak bölünen nesnenin tek bir anne olduğu gerçeği kabul edilir.
Dış dünya da aynı şekilde iyi ve kötü nesneler olarak bölünmüşken, iyilik ve kötülükleriyle bir bütün olduğu kabul edilir. Fakat sevgi ve güven hislerinin tam verilememesi ve başka nedenlerle bütünleştirme evresine geçemeyen yetişkinler bölme savunma mekanizmasını kullanmaya devam ederler. Bu kişiler iyi kendilik aktifken mutlu coşkulu keyifli hissederken birdenbire ya da basit bir durumun etkisiyle kötü kendiliğe geçip mutsuz, kızgın hissedebilirler. Olayları ve insanları ya siyah ya da beyaz olarak görmek yani grilerin olmaması söz konusudur. İdealizasyon ve değersizleştirme çok kullanılır. (Fanatik taraftarlar kendi takımlarını idealize ederken karşı takımı değersizleştirir.) Bölme mekanizmaları günlük hayata senin taraf problemli, bizim taraf akıllı, Karadenizliler cimridir, erkekler kötüdür gibi cümlelerle yansır. Bölme savunma mekanizması herkeste bir ölçüde bulunmakla birlikte kişilik bozukluklarında yoğun bir şekilde kullanılır. Örneğin borderline kişilik bozukluğunda bölme çok fazla kullanılır. İnsanlar tümüyle iyi ya da tümüyle kötü görülür. Bazen kendini tamamen iyi hisseder, bazen de tamamen kötü hisseder. Narsisistik kişilik bozukluğunda da çok kullanılır. Örneğin bu kişiler terapiye terapisti idealize ederek gelir ve sonraki seanslarda değersizleştirir.
Kişi ruhsal olarak olgunlaştıkça bölme savunma mekanizması ortadan kalkacak ve daha olgun savunma mekanizmaları devreye girecek ve bütünleşme meydana gelecektir. Terapide de buna çalışılır.
WhatsApp Destek Hattı