Bu süreçte meydana gelen regl kanamasının sonlanması ve yaşanan hormonal değişikliklerin yanı sıra kadınların yaşadığı başka belirtiler de vardır.

Gece terlemeleri, sıcağa karşı aşırı duyarlılık, vajinal organda kuruluk, ruh halinde gerginlik, derinin kuruması/kalınlaşması, beden ölçülerinden rahatsız olmak, kendini çekici bulmamak gibi belirtiler yaşanan durumlara örnek olarak gösterilebilir.

Kadınlar bu süreçte depresif eğilimler göstermeye yatkın hale gelebilir. Fakat klimakterik süreçte yaşanan bu depresif eğilimlerin tek sebebi yaşanan belirtiler değildir, bu sürece karşı oluşturulan algı da kadın üzerinde çeşitli belirtilere sebep olabilmektedir. Klimakterik sürece genellikle “yaşlanma” “işlev kaybı” ya da “hastalık” olarak bakılır ve bu bakış da kadının süreci olumsuz duygularla geçirmesine neden olabilir.

Klimakterik süreç kadınların gelişimsel döneminin bir parçasıdır. Ergenlikte başlayan ilk regl kanamasıyla beraber üreme dönemine geçen kadınlar, klimakterik süreçle beraber bu periyodunu tamamlamaktadır ve gelişim döneminin bir sonraki evresine geçmektedir. Bu sürecin sağlıklı geçirilebilmesi için fiziksel iyi oluşun yanında psikolojik iyi oluş da oldukça önemlidir. Kişinin kendisinin ve çevresinin klimakterik sürece karşı bakış açısı, sosyal hayat ve iletişim, bir mesleği ya da hobiyi icra ediyor olmak/devam ettirmek, bu süreci bir kayıp olarak görmek yerine tamamlanan bir gelişim dönemi olarak görmek kadının klimakterik sürecini daha sağlıklı tamamlamasına yardımcı olabilmektedir.